Gizlice büyür akşamüstleri, alnımda sen çatlayana kadar yürürüm. Bu dağ olur eteklerim, mihri satar, kurşun geçirmez yeleklere veririm son damlasını aklımın. Söylesinler ki bu güneşler haklı mı? İzimi sürecekken, yalnız yollara sapmanın, beni bulacakken tüm kapıları kapatmanın sırrına varın. O tüfek beni vurmayacak. Elvan sularını yutmayacak midem. Söylesinler haksıza verilmişini haklının. Bahşedilmesini gölgemin. Gölgemin süsünü seni unutup akladım. Pakladım kararmış bir silüet olmasını aklımın. Başka çıkarı yoktu yanlış yollara sapmanın.
Gizlice büyür akşamüstleri. Ben güneşi tepenin ardında beklerim her gün. Güneş gidince çıkarım haramiler gibi meydana. Beni gölgemden tanıyıp bulsana. Beni uzatıp boylu boyunca bir ormana, yüzümü ölüme öptür. Gecenin glaucous bir anını alnıma diktir. Baktım, kolların nazlı geçit. Beni sarmakla, vurmak arasında bir tetiksindir. Kibrin çeker seni. Gel kıymeti gök dillerinin, gel de önce beni sindir. Yok olacaksındır. Yok olacaksın. Bul beni ki ölümden önce beni sevindir. Söylesinler, barut yutmuş sesimi bil. Söylesinler bu kesilmiş ses telleri kimin değil.
Gizlice büyük akşamüstleri küçük gündüz temaşalarına hasetlenmiştir. Söylesinler bu aya kim tapar, altında bu diri sokak lambasının. Ay dediğin kirlenmiştir. Ben dediğini gördüm, git ve bu seni değiştir. Söylesinler ölü hükümler dirilecektir. Söylesinler çiçekli miğferi, tasasını tolunayların, kuşların başı eğik, tüm ovayaya yayılmış kelamların, devrilip kapımızı çalan zamanların dili. Söylesinler ki elimdeki çelikten mili, gözlerin yerine göğe çekeyim. Büyüsün için, Attar'ın kuşları gibi. Büyüsün içinde harabelerin gelinliği. Sen koyu umutsuzluğun zıddı, adına kim bilir ne denmeli. Ama şimdi durup düşünsek, nazlı çiçek. Sen bu ovanın bozkırında büyüdüğünden beri sözüm olsun. Bu karakolun kurşun sesi dinmeyecek.
Gizlice büyüt beni, yüzüme doğsun akşamüstleri. Silahını belime dola, kılıcına alnımı öptür. Bir savaşın ortasıdır, sırtında yedi büyük hançer durur. Yine de beni sevmek için deva bulur gelirsin. Yine bir çareyi bana bir nehirle yollar verirsin. Yollar gözümde büyür durur. Topraktan şahlar yürür durur. Onları karar çamur dökerim yollara. Teyemmüm buyurur ki şahtan kullara, akıllanmayı niyaz ederim. Beni vurmaz karanlık, beni aydınlık söndürür. Herkes kalır, ben giderim yollar durur. Evler durur. Sen de dur. Yola rahvan oluşumu bilmez kumlar. Bir dağı aşıp görürüm ki karşımda durur. Hasat verir yollar. Yepyeni şehirler ağzında büyür. Bu kez ölmüyorum derim ben, bu kez gidebilmek kucağımdadır. Gidebilmek, beni kurşun gibi sırtımdan vurur. Elinde sen durursun, yüzünde kin durur. Kana tamah etme, beni solduran aydır, ki o da tam yüzünde durur. Zafer arar kollarım, akşamüstü kirlidir. Sokak susar, ay susar. Ve sokak lambası ay yerine alnımda durur.
***
Akşamüstü kirlidir, benim üstüm temiz.
(Kollarını kaldırır.)